Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ancak sahip olduklarımız ölçüsünde var olur, ancak gerçekten yüz yüze geldiğimiz şeylere sahip oluruz; bir­ çok hatıramız, ruh halimiz, düşüncemiz, bizden uzaklara, yolculuğa çıkar, onları gözden kaybederiz. O zaman da, benliğimiz diye tanımladığımız toplamın içinde, onları hesaba katamayız. Ama onların, içimize nüfuz etmek için gizli yolları mevcuttur. Bazı geceler, artık Albertine'i neredeyse hiç özlemeden uyumuş­ ken, -insan ancak hatırladığı şeyi özleyebilir- uyandığımda, açıkça seçebildiğim bir hatıralar filosunu, bilincimin en belirgin sularında seyreder halde buluyordum. O zaman, bir gece önce benim için bir hiçlikten ibaret olan, şimdi açıkça görebildiğim şeyin ardından ağlıyordum.
Aslında, kederim o kadar çok şekil değiştiriyordu ki, ba­zen onu tanıyamıyordum bile; büyük bir aşk yaşamak, benimle birlikte yaşayacak birini bulmak istiyordum; bu da bana, Albertine'i artık sevmediğimin işareti gibi görünüyordu, oysa onu hâlâ sevdiğimin kanıtıydı; çünkü büyük bir aşk yaşama ihtiyacım, tıpkı Albertine'in tombul yanaklarını öpme arzusu gibi, özlemimin bir parçasıydı sadece. Ancak Albertine'i unuttuğum zaman, aşksız yaşamayı daha akıllıca bulabilir, daha mutlu bir hayat gibi görebilirdim.
Reklam
"(...)Geri dönerse, gerçek hayattan feragat edeceğim; evet, henüz o hayatın tadına varacak durumda değilim, ama zaman içinde, Albertine'in hatırası zayıfladıkça, gerçek hayat bana cazip görünmeye başlayabilir."
ALBERTINE Kayıp Zamanın İzinde'nin Anlatıcı' dan sonraki en önemli kişisi. Romanda adından en çok söz edilen (2360 kez) kişidir. Esmer tenli bir genç kız olarak betimlenen Albertine aynı zamanda yeşil, mavi ya da menekşe gözlü , geniş yanaklı, küçük pembe burunlu olarak da gösterilir. Oluşsal eleştiri (genetik eleştiri)
Sayfa 42
İhtiyar dünya
Göz kürelerimi artık ufkun küresi bile yeterince doldurmuyordu. Tabiatın bana verebileceği hayatın tamamı bana pek değersiz, göğsümü şişiren müthiş soluğun yanında, deniz soluksuz geliyordu. Öpmek üzere Albertine'in üzerine eğildim. O sırada karşıma ölüm çıksa, bana önemsiz, daha doğrusu imkânsız görünürdü, çünkü hayat benim dışımda değil, içimdeydi; filozofun biri, çok ileride de olsa bir gün ölmek zorunda olduğumu, tabiatın ölümsüz güçlerinin, onun kutsal ayaklarının dibinde benim bir toz zerreciğinden başka bir şey olmadığım tabiatın güçlerinin benden sonra yaşayacağını, benden sonra da bu yuvarlak ve kabarık falezlerin, bu denizin, bu ay ışığının, bu gökyüzünün var olmaya devam edeceğini ileri sürse, acıyarak gülümserdim! Mümkün müydü, dünya nasıl benden daha uzun ömürlü olabilirdi? Ben onun içinde kaybolmuş değildim ki; o benim içimde hapsolmuştu; üstelik içimi doldurmaktan da çok uzaktı; (..)
Kırmızı ve Siyah'ta yenilmiş biri vardır gerçekten ama bu Julien değil Mathilde'dir. Kayıp Zamanın İzinde'de gerçekten fatihler vardır ama bunlar hiçbir zaman Marcel, Swann ya da Charlus değildir, Gilberte, Albertine, Odette ve Morel'dir.
Sayfa 144 - Metis Yayınları, İkinci BasımKitabı okudu
Reklam
Hiç şüphe yok ki henüz kendimi pek tanımıyordum zira Albertine'i evimde tutmanın hazzı, olumlu bir haz olmaktan ziyâde, o çiçeğe durmuş genç kızı, herkesin sırayla koklayabileceği bir dünyadan çekip almış olmaktan, bana çok büyük bir mutluluk vermese bile başkalarını ondan yoksun bırakmaktan kaynaklanan bir hazdı.
Sayfa 19 - Can Klasik YayınlarıKitabı okudu
Kendime Not: Kayıp Zamanın İzinde okuma sıralaması.
-Swann'ların Tarafı -Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde -Guermates Tarafı -Sodom ve Gomorro -Mahpus -Albertine Kayıp -Yakalanan Zaman
Sayfa 25 - Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde adlı 7 kitaptan oluşan serisi.
“Bir gün Proust'u ve Albertine'i anlayacak birileri bu ülkede çıktığında, evet belki o zaman sokaklardaki bıyıklı ve yoksul insanlar daha iyi bir hayat yaşamaya başlayacaklar, belki o zaman, ilk kıskançlık ânında birbirlerini bıçaklayacaklarına, Proust gibi sevgililerinin "hayalini gözlerinin önünde nasıl canlandırdıkları üzerine hayallere dalacaklardı.”
Sayfa 160 - YkyKitabı okudu
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.